Açılış Konuşması-Aile Toplantısı

15 Temmuz 2006

 

 

Açış Konuşması

Prof. Dr. Ali Özek   

İsav Başkanı

 

A   İ   L   E        T   O   P   L   A   N   T   I   S   I

     

Sayın Bakanım, sayın millet vekilleri, değerli ilim adamları, muhterem konuklar. Bu toplantıyı tertipleyen müesseselerimiz adına hepinize hürmet, sevgi ve saygılarımızı takdim ediyoruz. Toplantımızın başarılı geçmesini, milletimize, memleketimize ve insanlığa faydalı olmasını Allah Teala’dan niyaz ediyorum.

Değerli konuklar ! İsav şimdiye kadar, on tanesi uluslar arası olmak üzere 46 tartışmalı ilmi toplantı gerçekleştirmiş ve bunların hepsi kitap olarak basılmıştır. Vakıf ayrıca “Araştırma inceleme” dizisi adı altında 13 tane eser basmıştır. Vakfımızın basılı eser sayısı 59’a ulaşmıştır. Bu toplantının da kitap haline getirilmesiyle basılmış eser sayısı 60 olacaktır.

 

           Âile kurumunun  5 ana görevi vardır :

1-                     Nesil yetiştirmek

2-                     İnsanda doğal olarak varolan biyolojik ihtiyacı gidermek

3-                     Arkadaşlık

4-                     Yardımlaşma

5-                     Savunma

1-                     Kurumun birinci görevi ve en önemlisi, nesil yetiştirmektir. Bu görev aynı zamanda doğal bir görevdir. Yeryüzünde insan neslinin devamı ancak bu şekilde gerçekleşir. Olaya bir başka yönden bakılırsa, bizi yetiştiren anne ve babalarımıza karşı da evlatlık ve insanlık borcumuzu ödemiş oluruz. Bize göre evlenmenin ve aile kurmanın en önemli yanı, hem anne-babaya karşı vefa borcumuzu ödemek, hem de bizden sonra yerimizi alacak nesilleri yetiştirmektir. Aksi halde geleceğimiz tehlikeye düşer.

2-                     Biyolojik ihtiyaç: Şehevî arzu olarak da bilinen bu tabii ihtiyacın giderilmesi de aslında neslin devamı ile ilgilidir. Zira yüce yaratan, neslin devamını sağlamak için bütün hayvanlarda olduğu gibi her iki tarafa da böyle bir güç ve arzu vermiştir. Hedef aynıdır, ama insanoğlu bu tabii olayları maalesef başka türlü değerlendirebiliyor.

3-                     Arkadaşlık: İnsan sosyal bir hayvandır. Bu itibarla bir arada yaşamak zorundadır ve bu sebeple arkadaşlığa ihtiyacı vardır. Zira insanda sevgi, nefret gibi bir takım duygular vardır ki, bunların tatmin edilmesi için arkadaşa ve arkadaşlığa ihtiyaç vardır. insanoğlu acılarını ve mutluluklarını birileriyle paylaşmak ister. Bu da ancak arkadaşla olur. Hatta aileler arasındaki dostlukların, aile kurumuna bazı hallerde faydalı olduğu görülmüştür.

4-                     Yardımlaşma: Yaşam yolunda gerekli ihtiyaçlarını karşılayabilmek için  insanın yardımlaşmaya ihtiyacı vardır. Bilindiği gibi bir kimsenin tek başına bütün ihtiyaçlarını karşılaması imkansızdır. Hele medeni bir dünyada bu hiç mümkün değildir. Zira insan yaşam yönünden diğer hayvanlardan farklıdır. Özellikle insanın eğitim ve öğretime olan ihtiyacı, başkasının yardımı olmadan gerçekleşemez. İnsanoğlunun maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını başkalarının yardımı olmadan gerçekleştirmesi imkansızdır. İşte bu konuda özellikle çocukluk devrinde insan başkalarına muhtaçtır.

5-                     Savunma: İnsanın iç ve dış etkenlere karşı kendini koruması ve savunması, son derece önemli bir olaydır. Aile fertleri kendi aralarında  birleşerek her çeşit tehlikeye karşı kendilerini savunurlar. Açlık, hastalık tabii afetler gibi sıkıntılı hallerde birbirlerine destek olurlar. Sevme ve sevilme de insan hayatında önemli bir yer tutar. Anne baba sevgisi, evlat sevgisi, kardeş sevgisi,akraba ilişkileri: bunların hepsi insan için bir destek ve savunmadır.

        

 

 

 

 

 

  Â İ L E    K U R U M UN U N  D E V A M I   İ Ç İ N  G E R E K E N L E R

 

        Âile çekirdeği, iki kişiden yani evlilik yoluyla bir araya gelen karı ve kocadan meydana gelir. Çocukların doğmasıyla aile büyür.  Ailenin iyi yönetilmesi ve gelişiminin bozulmadan devam etmesi için en önemli taraf erkektir. Ailede koca ve baba olan erkeğin toplayıcı, birleştirici, hoşgörülü ve saygı değer olması şarttır. Erkek asla “Ailede benim dediğim olur” gibi bir tutum içine girmemelidir.  Ama bu husus İslam alimlerince yerinde değerlendirilmemiştir. Kur’ân’da geçen “ Erricalü kavvâmüne alennisâ”(4/24) âyetindeki kavvam kelimesi hep güç ve kuvvet anlamında düşünülerek erkeğin kadına karşı davranışında bazı hallerde güç kullanmak gibi bir anlayış benimsenmiştir. Halbuki mesele böyle değildir. Erkek anlayışlı olacak, kadına değer verecek ve kadının aile hayatındaki çok önemli olan yerini dikkate alarak kadına sert davranmak şöyle dursun, ona her hususta yardımcı olacaktır. Bu davranış  biçimi herkesin bildiği gibi Peygamberimizin tatbiki sünnetidir. Şu hususun unutulmaması gerekir ki, aile kurumunun devamı da yıkılması da erkeğin elindedir.  

 

Gerçek şudur ki, her hususta kadından anlayış bekleyen bir erkek evlilikte başarılı olamaz. Zira yaradılış itibariyle farklı olan kadının en önemli tarafı anne olmasıdır. Onun  erkeğe karşı az da olsa zaman zaman sert  davranışlarda bulunması, ağır konuşması normaldir, çünkü o annedir. Erkeğin her şeyden önce çocuk doğurmanın, çocuk bakıp büyütmenin ne kadar zor bir iş olduğunu anlaması ve takdir etmesi gerekir. Hal böyle olunca  kadından anlayış beklemek, başka bir deyişle kadının zaman zaman sergilediği davranış biçimlerini dikkate alarak kadına karşı tavır koymak, önce aile içinde anlaşmazlığa, sonra da ailenin bozulmasına sebep olabilir. Burada yapılacak iş, kadın erkeğine ne kadar  haşin davranırsa davransın erkeğin ona karşı hoş ve nazik davranması ve hatta öyle durumlarda kadını ödüllendirmek suretiyle onun sevgisini kazanması gerekir. Zira kadın buna layıktır. Çünkü kadın annedir ve gerçekten   buna layıktır. Eğer kadın hoş tutulursa, çocuğunu sevdiği kadar kocasını da sever. Ayrıca meseleye islamî yönden bakarsak, Peygamberimiz bir hadisinde “Bana en yakın olanınız, kadınlarına en iyi davrananınızdır” buyurmuş, ayrıca Veda Hutbesinde de “Kadınlar sizin elinizde birer emanettir, Onlara iyi davranınız” buyurmuştur. Kur’ân’da serkeşlik eden kadınlarla ilgili olarak gelen “ onları birazcık dövün “ anlamında yorumlanan âyetteki “darb” kelimesinin pek çok anlamından biri de “şehvetle yaklaşma veya cima için teklifte bulunma  anlamına gelir, zira öyle gergin bir durumda kadına böyle bir teklifte bulunmak, bir anda ortadaki gergin durumu yumuşatacak ve konunun değişmesini sağlayacaktır.

Burada bizim söylemek istediğimiz şudur ki, anlaşmazlık durumlarında anlayışın kadından değil erkekten beklenmesi gerektiğini vurgulamaktır. Zira aile hayatında en büyük yük, özellikle çocukların bakımı ve yetişmesinde  kadının omuzlarındadır. Sonra kadın yaratılış itibarıyla devamlı çocukla meşgul olduğu için bazen erkeğine de  çocuğa davrandığı gibi davranabilir. Âile yükünün çoğunu taşıyan, özellikle yuvanın kurulmasında, ailenin devamında çok büyük sorumluluk yüklenen anneye değer vermek ve onun bazı davranışlarını hoş karşılamak bizim için hem insanlık hem de babalık borcumuzdur.

Sözlerimi bitirirken yurt içinden ve yurt dışından toplantımıza katılan değerli ilim adamlarına müesseselerimiz adına şükranlarımı arz eder,başarı dileklerimle birlikte toplantımızın başarılı geçmesini Allah Teala’dan niyaz ederim.

 

 

كلمة الافتتاح

أ‌.       د. علي أُوزَك

رئيس وقف دراسات العلوم الإسلامية

مؤتمر العائلة

سيدي الوزير، السادةُ نواب البرلمان، السادةُ رجال العلم الأعزاء، أيها الضيوف المحترمون! نقدم لكم احتراماتنا وتقديرنا وإكبارنا لكم جميعا باسم مؤسساتنا المنظمة لهذا الاجتماع. وأرجو من الله تعالى أن يكلّل اجتماعنا هذا بالنجاح ويجعل فيه كل الفائدة لأمتنا وبلدنا وشعبنا.

تتلخّص وظائف المؤسسة العائلية في خمسة عناصر:

1.     تنشئة الأجيال

2.     إشباع الحاجات البيولوجية الطبيعية الكامنة في الإنسان بالطبع

3.     الصداقة

4.     التعاون

5.     الدفاع

 

1.    الوظيفة الأولى:

إن الوظيفة الأولى والأهم لمؤسسة العائلة هي تنشئة الأجيال. هذه الوظيفة هي في الآن نفسه وظيفة طبيعية. ولا يتحقق تواصل النسل البشري على وجه الأرض إلا بهذه الطريقة. وإذا نظرنا إلى الظاهرة من زاوية أخرى فإننا سنكون قد وفّينا حق البنوة والحق الإنساني المستوجبين علينا تجاه والدينا الذين ربّيانا. وبالنسبة إلينا فإن الجانب الأهم في الزواج وبناء الأسرة هو الإيفاء بحق والدينا وكذلك تنشئة الأجيال التي ستخْلفنا من بعدنا. وإن لم يكن ذلك كذلك فإن مستقبلنا سيكون في خطر.

2.     الحاجة البيولوجية: إن سدّ الحاجة الطبيعية المعروفة بالشهوة ذو صلة بدوام النسل. ذلك لأن الخالق جل وعلا قد أوْدع في كِلاَ الطرفين هذه القوة كما هو الأمر لدى كل الحيوانات وذلك لأجل الحفاظ على تواصل النسل، والهدف واحد، لكن الإنسان وللأسف يمكن أن يستخدم هذه الظواهر الطبيعية بأشكال أخرى.

3.     الصداقة: الإنسان حيوان اجتماعي بالطبع. وهذا يثبت أن الإنسان في حاجة إلى مساعد وصديق. ذلك لأن للإنسان مجموعة من الأحاسيس والمشاعر كالمحبة والكراهية لا يمكن إشباعها إلا بالصداقة. وإنّ ابن آدم يبحث بطبعه عمّن يشاركه فى الأفراح والأتراح.

4.     التعاون: يحتاج الإنسان إلى التعاون لتوفير الاحتياجات اللازمة للحياة. وكما هو معروف فإنه من غير الممكن أن يغطّي الفرد كل احتياجاته بنفسه. وخصوصا في هذه الحياة المعاصرة فهذا مستحيل تماما. ذلك لأن الإنسان مختلف عن بقية الحيوانات من حيث طريقةُ العيش. خاصّة وأن حاجة الإنسان إلى التعليم والتعلّم لا يمكن أن تُسدّ إلا باستعانة الإنسان بإنسان آخر. وبدون الحاجة إلى الآخر فإن المتطلبات المادية والمعنوية للإنسان لا يمكن تلبيتها أصلا. وهكذا فإن الإنسان محتاج لغيره في هذه الأمور وخصوصا في فترة الطفولة.

5.     الدفاع: إن دفاع الإنسان عن نفسه ضد الظواهر الخارجية والداخلية مسألة جدّ مهمّة. إذ يدافع أفراد العائلة عن بعضهم بعضا متّحدين فيما بينهم ومساندين بعضهم بعضا في المصائب مثل الجوع والمرض والآفات الطبيعية. وتحتل المحبّة المتبادلة مكانة عظيمة في حياة الإنسان. فحب الوالدين والأولاد والإخوة والأقارب كل هذه الأمور تدخل في باب الدّعم والدفاع المتبادلين.

 

متطلبات تواصل مؤسسة العائلة

تنشأ نواة العائلة من اجتماع رجل وامرأة عن طريق الزواج. ويزداد حجم العائلة عن طريق ولادة الأطفال. وإن العنصر الأهم في توجيه العائلة ونموها ودوامها دون فساد هو الرجل، لكن لم يتم العمل بآراء علماء الإسلام في هذه المسألة. وعلى أساس الآية الكريمة "الرجال قوّامون على النساء" (4/34) سادت فكرة استخدام الرجال العنف إزاء النساء على اعتبار أن القوامة هي القوّة. والحال أن المسألة ليست كذلك. ودعك من استعمال العنف مع النساء فعلى الرجل أن يتفهّم المرأة ويعطيها القيمة التي تليق بها ويقدّر موقعها المهمّ داخل العائلة ويساعدها في كل الأمور. وإنّ هذا النوع من المعاشرة كما هو معلوم من السنن العملية لنبيّنا عليه الصلاة والسلام. ومن الحقائق المهمّة أن الرجل الذي ينتظر تفهّماً من زوجته لا يكون زواجه ناجحا. ذلك لأن الجانب المهمّ والفطري في المرأة هو أن كونها أمًّا ولذا فمن العادي أن تتصرّف المرأة أحيانا مع وزجها بقسوة أو تخاطبه بحدّة. فعلى الرجل أن يقدّر المرأة ويتفهّم صعوبة وضعها كأمّ تلد وتربّي وتنشّئ الأطفال.

وإذا كان الحال كذلك فإن انتظار الرجل أن تتفهّمه زوجته أو بتعبير آخر إذا تصرّف معها بشدّة بسبب ما تبديه أحيانا من تصرّفات يتسبب ذلك كله أولاً في عدم التفاهم داخل الأسرة ثم في تشتّت العائلة ربما. وما يجب فعله في هذه الحال هو أن يقابل الرجل زوجته بنوع من التسامح والليونة حتى إذا وصل الأمر إلى أن يكافئها لكسب ودّها مهما تصرفت معه بخشونة.

هذا لأن ذلك يليق بها كأمّ. وإذا عاشر الزوج زوجته معاشرة حسنة فإنها ستحبّه بقدر حبّها لطفلها. ثم إننا إذا نظرنا إلى القضية من زاوية إسلامية فإن النبي صلى الله عليه وسلّم قال: "خياركم خياركم لنسائهم" و قال عليه السلام في خطبة الوداع " واستوصوا بالنساء خيرا ، فإنهن عندكم عوان لا يملكن لأنفسهن شيئا". وقال تعالى في كتابه الكريم بخصوص النساء اللائي يُخشى منهنّ نشوز "فاضربوهنّ" والضرب له معانى في هذه الآية و من بعض معانيه طلب الجماع، لأنه يليّن من الجو المتوتّر بين الزوجين ويغيّر موضوع الخلاف. وما نريد أن نقوله هنا هو أنه في حال انعدام التفاهم بين الزوجين يتحتم على الرجل أن يتفهّم الموقف لا المرأة. ذلك لأن أثقل حمل في الحياة العائلية وخصوصا رعاية الأطفال وتنشئتهم مُلقىً على عاتق المرأة. ثم إن المرأة باعتبار خلقتها ولانشغالها دائما بالأطفال ربما تتصرف مع زوجها كما تتصرّف مع أطفالها. إن الأمّ هي التي تتحمّل العبء الأكبر خصوصا في بناء عش الزوجية وتتحمل مسؤوليات كبيرة في تماسك العائلة لذا فإن إحساسنا بقيمتها والتسامح مع بعض سلوكها من مستلزمات الإنسانية والأبوّة في الآن نفسه.

وفي نهاية كلمتي هذه أوجّه شكري وامتناني باسمي وباسم مؤسساتنا المنظمة لهذا الاجتماع إلى رجال العلم المحترمين المشاركين في اجتماعنا هذا من داخل البلد وخارجه مع تمنياتي لهم بالتوفيق وأرجو من الله تعالى أن يكلّل اجتماعنا هذا بالنجاح.

 

 

 

 

 

 

 

Opening Speech

Prof. Dr. Ali Özek

 

CHAIRMAN OF THE FOUNDATION FOR RESEARCH IN ISLAMIC SCIENCES

 

FAMILY MEETING 

 

Esteemed Minister, esteemed deputies, estimable scholars, honored visitors. We kindly introduce you our high regards, love and respects on behalf of institutions organized this meeting. I plead Allah for our meeting to be successful and beneficial for our nation, country and humanity.

 

Family association has 5 main duties:

1-      To bring up generations

2-      To fulfill biological need existing naturally in human

3-      Friendship

4-      Helping each other

5-      Defense

 

1-      The preliminary and the most important duty of the association is bringing up generations. This duty is also a natural one. Continuation of human generation on earth can only realize in this way. In another point of view, we would have paid our debt of childhood and humanity to our parents. We think the most important aspect of marriage and being a family is both to pay our debt of fertility to our parents and to bring up the generations that will take our place. Otherwise our future is under danger.

2-      Biological need: Fulfilling this natural need known as carnal desire is actually related to continuation of generation. Thus, great creator gave such a strength and desire to both genders as given to all animals in order to provide continuation of the generation. The objective is same but humans may evaluate this natural event differently.

3-      Friendship: Human is a social animal. In this context, he needs friendship and a social life. Since humans have feelings such as love and hate, friendship is necessary to fulfill these feelings. Humans want to share their sorrows and happiness with someon

Benzer Konular

İSLAM VE DEMOKRASİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI

İSAV, bugüne kadar millî ve milletlerarası 57 tane Tartışmalı İlmî Toplantı yap­mış ve bunların ürünlerini kitap hâline getirmiştir. Beşinci Uluslararası Tartışmalı İlmî Toplantının konusu İslâm ve Demokrasidir.

MATURİDİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve İslami İlimler Araştırma Vakfınn müştereken düzenlenlediği "Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik” konulu Tartışmalı İlmî Toplantı 22 Mayıs 2009 Cuma günü, 14.00-19.00 saatleri arasında Bağlarbaşı Kültür Merkezi Salonu’nda; 23-24 Mayıs 2009 Cumartesi ve Pazar günleri ise 09.30-19.00 saatleri arasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Salonu’nda akdedilmiştir. Bu toplantının açılış konuşmasının Türkçe, Arapça ve İngilizce metinlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ...

Namaz ve cami

18-19 Ekim 2008 tarihinde yapılan Namaz ve cami konulu toplantının açış konuşması